Üstüme Gelmeyin İle İlgili Sözler

Gelmeyin artık üstüme! Beni benimle bırakın.

Kolay anlatılıyor acılar,  kolay yazılıyor. Kolay yaşanmıyor oysa.

Derdim yüreğimde, eller ne bilsin. Aşık Veysel

İnsanların arkasından konuşabilen üç kuruşluk insanlara bir tek sözüm var; bozuk para daima ses çıkarır.

Siyahın en derin karanlıklarına kapattın beni elime bir acılı kalp verdin terk ettin yaşamayı aldın elimden hayatın güzelliklerini aldın kötülükleriyle bıraktın beni.

İnsan, yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki.

O gitti bir daha dönmez artık. Bilmez acı çektiğimi, bilmez onsuz hayallerde yaşadığımı, bilmez yüzümdeki gülücüklerin sahte olduğunu

Benim hayatta gidecek hiç gemim, yeni hayallere açacak hiç yelkenim kalmadı artık.

Sev ama mevsimlik olmasın! Yazın açıp, kışın solmasın.

İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez.

Kurşun kalemin yazdığını silince bile izi kalıyor beyaz kâğıtta.

Sevenler değer bilseydi eğer bu dünya cennet olurdu güzelim.

Yürek söz vermişse dönülmez. Yâre gönül vermişse inkâr edilmez. Bizde yürek zedelenir ama sevgiliye ihanet edilmez.

Neden sevgililer günü var da yalnızlar günü yok? Biz daha kalabalığız.

Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada kötülükten gayri?

Üstüme gelme hayat. Ne canımı yakacak kudrete sahipsin, ne kanımı akıtacak güce. Elinden geleni ardına koyma hayat. Ben sana her türlü gülümserim.

Er bir yaranın merhemi bulunur! Dertler çeke çeke kader unutulur!

Ben senin için ölmeyi değil yaşamayı göze almışken gittin zalim.

Erkeklerin kalbi pazar gibidir giren çıkan belli olmaz. Kızların kalbi mezar gibidir giren bir daha çıkmaz.

Gözyaşların birikir bir gün sel olur. Tüm yolların sonu çıkmaz değil mi hayaller arzular anlamsızca yıkılır araya ayrılık koyan kader değil mi?

Ecelle sözlü kaderle nişanlıyız! Tesadüfen doğduk ama yaşamak zorundayız!

Ey sevgili sen nereden bileceksin ki her gece seni silahımın şarjörüne doldurup defalarca yüreğime sıktığımı. Söyle nereden bileceksin?

Dedim ya güzelim kaybolmuşum hayalle gerçeğin arasında. Sen misin yoksa sevgin mi anlamadım çünkü sen gayet rahat, dertsiz, tasasız uyuyorsun. Yüklemişsin derdini tasanı.

Çok uzaktasın beni duymazsın unuttun belki de hatırlamazsın hani derdin ya sen bir tanesin bir tanen burada sen neredesin?

Ve öyle bir konuş ki bir şehir gibi mesela İstanbul gibi, de ki ölümüne kadar seveceğim seni.

Seni seviyorum diyenin aşkından şüphe et. Çünkü aşk sensiz ve dilsizdir.

Beni hep yanlış anladın zaten sen. “Geleceğim” ol demiştim, “gel ecelim” ol değil.

Sebepsiz gidişlerin mahkumuyken firari yüreğim vuslatın sonu kavuşmaksa eğer her anına eyvallah. Sevgilim.

Gözyaşlarımın sela’sı yok, kimin öldüğünü bilemezsin

Birini unutmak zorundaysanız bunu sindire sindire yapın çünkü aklın zamansız öldürdükleri yürekte amansız dirilir.

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “o olmazsa yaşayamam.” Demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.

Kalbe “can” diye yazılanı nasıl sileyim iki satırda.

Önce sevdiğin terk eder seni ardından uykun. Sonra ne sevdiğin gelir ne uykun!

Gözlerinde hayat bulur gözlerim hep seninle olmak ister kalbim.

Üstüme gelme hayat! Daha neyi alacaksın? Ne kırılacak bir hayal, ne de kurulacak bir hayat bıraktın bende.

Dünya unutursa dönmeyi, rüzgâr unutursa esmeyi, âşıklar unutursa sevmeyi, belki o zaman unuturum seni.

Kimi yaralar kapanır “izi” kalır, kimi yaralar kapanır “sızı” kalır.

Neyine bağlandım ki bu kadar; bana bakmayan gözlerine mi, yoksa benim olmayan kalbine mi?

Sen bir gülsün, seni koklamak istedim, benim olmanı istedim, dikenlerinle hayatımı aldın canımı acıttın.

Sana akıttığım gözyaşlarım ahirette kul hakkım olsun be zalim.