Yürek Yakan Sözler

Doktorun sorduğu fiziksel bir engeliniz var mı sorusu içime dokunmuştu nedense. Yok diyebildim, sadece kalbim kırık.

Yar’la bir olamayınca, yerle bir olurmuş insan.

Şimdi kalkıp hayatımı film yapsalar, sen ancak araya giren reklam olursun!

Sevgilisinin parası yok diye; ‘tokum’ diyen de var, ‘yokum’ diyen de!

Eğer bir gün sevmek istersen önce kendini sev, daha sonrada istersen beni, Ama beni; beni sever gibi değil kendini sever gibi sevmelisin, Çünkü ben seni öyle sevdim.

Her yüreğin, bir yakanı hayallerini yıkanı vardır.

Ağlamak, ruhun kanama şeklidir. Sargısı yok, çaresi yok, sebebi var.

Ve bazen o kadar çok ağlarsın ki, boğazına oturan yumruk yüzünden ‘hiç mi sevmedin’ bile diyemezsin!

Yalvarmak yerine, kaybetmeyi tercih ederim!

Bir gün gelip soracaksın beni mi daha çok seviyorsun yoksa Tanrı’yı mı diye. Ben hiç düşünmeden Tanrıyı diyeceğim ve sen küsüp gideceksin.

Bir rüyanın gerçeğe dönüştüğü en tatlı halisin. Günaydın sevgilim.

İçinde ayrılık geçen şiirler yazma bana kilitle cümleleri eski sandığa.

Hiçbir zaman yanında olmayacak birinin, hep aklında olması çok saçma!

Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor.

Delisin derdin hep. Doğru. Hiç bir raporda sabitlenmemiş deliliklerim var benim. Hele biri vardı ki en büyüğü! Seni sevişim!

Ne sözleriyle seni etkileyene, ne de gözü hitap edene aldan. Sen, sen ol, yüreğini titretene bağlan.

Bugün senin için bir şey yapmıyorsan, dün elimden geleni yaptığım içindir.

Sen dünyaya sürgün bir meleksin. Ve ben seni o kadar çok seveceğim ki. Bir daha cennetine dönemeyeceksin.

Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.

Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen, masmavi bir düştür gökyüzünde hiç ölmeyen, sevenlerin mumudur sevgi, eriyip de hiç bitmeyen.

Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine Senin gözlerinde ışıldayan bir çift yıldızı bütün insanlara gönderirdim.

Hayatta en zor şey de; insanın, kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır.

Sen en büyük sevgiyi hak edecek kadar mükemmel, herkesin sevmeyi hak etmeyeceği kadar özelsin.

Beklemek, kaybetmenin yarısıymış. Ben her şeyimi beklerken kaybettim.

Bir gün biri çıkıp ta güneşe adını buzla yazarsa, bil ki o seni benden daha çok seviyor

Nasıl unuttuysan çocukluğunu ve kırılan oyuncaklarını, kırılan kalbini de öyle unutacaksın!

Korkuyorum! Verdiğin sözleri tutamamandan değil, bana verdiğin sözleri gün gelip de bir başkasıyla yaşamandan.

Ben senin yüzüne değil ben senin o güzel saf kalbine aşık oldum benimle çıkar mısın?

Herkesin yalnızlığı kendine benzer. Benim ki biraz gürültülü biraz kalabalık ve çokça dağınık işte. Çok fazla kitap ve çok fazla boş bardak var.

Şimdi gelip ‘sana döndüm’ desende, kusura bakma ama sehpada unutulmuş bir çay gibiyim artık, soğudum!

Kaderimize ayrılan yol çok dardı, yan yana yürüyemedik.

Ne yaralar kapandı, ne unutabildim, ne de alıştım zamanla. Ben sana ‘özledim’ diyeyim; sen hala acıdığını anla.

Sözlerini dizelerimden çekme, dizelerime derman, yalnızlığıma mutluluk ol.

Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan.

Gözlerimin içinde bir akarsu var ki sorma. Göz kapaklarımı bir açsam yüzüm sular altında kalır inan bana.

Ya durgun olmalı deniz; ya durmalı ya da kudurmalı, Sonuna kadar saplanamayacaksa hançer kınında durmalı, seven ölene dek sevilmeyecekse baştan unutulmalı.

Sen hep gül diyen birinin, seni ağlatması kadar koyan bir şey yok.

Son söz söylenmedi bu aşkta! Öldürmediysen beni içinde henüz ki yapmamışsındır bilirim, gömerken beni son kez içinden ‘Seni Seviyorum’ de. İnançsız gitmesin aşkımız… Gitmesin, gitme sen, gitme aşkım.

Öyle seveceksin ki yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatmayacak.

Eğer bir gün sevmek istersen önce kendini sev, daha sonrada istersen beni, ama beni; beni sever gibi değil kendini sever gibi sevmelisin, çünkü ben seni öyle sevdim.